11 Ekim 2011 Salı

Biyoloji Test ve Yazılı Soruları,çözümlü sorular

Biyoloji yazılı Soruları -1-
Biyoloji Çözümlü Sorular -5-
Biyoloji Çözümlü Sorular -4-
Biyoloji Çözümlü Sorular -3-
Biyoloji Çözümlü Sorular -2-
Biyoloji Çözümlü Sorular -1-

.Organik - Test Soruları
Sindirim sistemi - Test Soruları
Üreme - Test Soruları
Ekoloji - Test Soruları
Solumum Sistemi - Test Soruları
Kalıtım - Test Soruları
İskelet Sistemi - Test Soruları
Dolaşım Sistemi - Test Soruları
Fotosentez - Çözümlü Sorular
Hücre - Çözümlü Sorular
Dna - Çözümlü Sorular

Osmanlı Devleti Osmanlı Kuruluş Dönemi özellikleri nedir?

Osmanlı Devleti'nin Genel Özellikleri

Osmanlı tarihi, Anadolu Türkiye tarihinin 4. dönemini oluşturur.

Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en geniş sınırlara ulaşanıdır.

Türk Devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü olanıdır.

Kültür ve uygarlık alanında en çok ilerleyen Türk Devleti'dir.

Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır. Ancak, I. Ahmet dönemine kadar veraset yasası belirgin değildir.

Şeriat hukuku ile yönetildiğinden Teokratik, mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullandığından Monarşik devlet yapısı görülür.

Fetih temeline dayandığından askeri, etnik yapı çeşitli olduğundan çok uluslu bri imparatorluktur.

Fetih politikası, dinsel (cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı olmuştur.

Osmanlıların Kökeni


1243 Kösedağ Savaşı'ndan sonra Anadolu'da Moğol hakimiyeti başladı.

Bu tarihten önce Kayı Boyu, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat zamanında Anadolu'ya gelmişti.

Kayı Boyu Anadolu'ya ilk geldiğinde başında Ertuğrul Gazi bulunmaktaydı.

Anadolu Selçuklu Sultanı tarafından Kayı Boyu'na Söğüt ve Domaniç kışlak olarak verildi.

Kuruluş Sırasında Anadolu ve Çevresi

Kayı boyu Söğüte geldiğinde Anadolu'da Beylikler dönemi başlamıştı.

Anadolu Selçuklu Devleti henüz yıkılmamış fakat İlhanlı Devleti'nin egemenliği altına girmişti.

IV. Haçlı seferi sırasında İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni kurmuştu.

Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi Bizans hakimiyetindeydi.

Moğol istilası nedeniyle Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı.

Türkmen göçleri sonunda Anadolu'daki Hristiyan nüfus azaldı, Hristiyanlar şehirlere yerleşti.

Türkmenler Selçuklu etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle tarikatlar kurmuştu.

Zanaat loncaları yani ahiler zamanla güçlenerek, halkı askeri ve siyasal kargaşaya karşı korumuştu.

Türkmenlerin çoğu köylere yerleşerek tarım ve hayvancılıkla uğraşmıştı.

Göçebe yaşamı sürdüren boylar daha çok Güney Anadolu'da, Toroslar'ın eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti.

Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz'de Rumlar, Kayseri ve Sivas'ta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadolu'da Ermeniler yaşamaktaydı.

Anadolu'nun Kuzey Doğu'sunda Altınordu Devleti hüküm sürmekteydi.

Doğu Anadolu ve İran Bölgesi'nde İlhanlılar bulunmaktaydı.

Trakya Bölgesi ve Marmara'nın güneyi ile Batı Anadolu'da Bizans egemendi.

Yakın Doğu'da en önemli siyasi güç Memlük Devleti idi.

Balkanlar'da derebeylik rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı, Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar Krallığı, Eflak ve Boğdan Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek Beylikleri, Erdel Beyliği bulunmaktaydı.

Osmanlı Devleti'nin Büyüme Nedenleri

İslam dini ve İslam dininin öngördüğü cihat inancı.

Türkmen desteğinin alınması ve beyliklerle iyi geçinilmesi.

Anadolu'ya gelen Türkmenlerin fethedilen yerlere yerleştirilmesi yani düzenli iskan politikası

Balkanlardaki düzensiz siyasi birlik ve Bizans'taki taht kavgaları.

Yetenekli ve deneyimli yöneticilerin iş başına geçmesi.

Merkezi otoritenin güçlü olması.

Fethedilen bölgelerde halka karşı adil davranılması ve dinsel hoşgörünün olması.

Osman Bey Dönemi (1299-1326)

Ertuğrul Gazi'nin 1281 yılında ölümü üzerine boyun başına Osman Bey geçti.

1299 tarihinde Osmanlı Beyliği'nin bağımsızlığını ilan etti. Bu tarih Osmanlı Devleti'nin kuruluş tarihi olarak kabul edilir.

Osman Bey, Yenişehir, Karacahisar, Yarhisar, Bilecik, Mudurnu ve İnegöl'ü aldı.

Osman Bey'e en büyük desteği Anadolu ahileri ve Türk beyleri sağladı.

Bölgede bulunan Bizans tekfurlarına karşı büyük başarılar kazandı.

1308 tarihinde Koyunhisarı'nda Bizans ile ilk savaş yapıldı ve başarı sağlandı.

UYARI : 1308'de Anadolu Selçukluları'nın yıkılışı üzerine Osman Bey İlhanlılar'a bağlılığını bildirdi. Bu dönemde ilk defa para basıldı.

1281 yılında Karacahisar'ı ele geçirdi.

1320 tarihinden itibaren ordunun başına Orhan Bey geçti.

Orhan Bey 1326'da Bursa'yı kuşattı.

Şehir ele geçirildiği gün Osman Bey öldü.

Orhan Bey Dönemi (1326-1362)

Orhan Bey 1324 tarihinde Osmanlı Beyliği'nin başına geçti.

Bursa şehir alınarak başkent yapıldı.

1329'da İznik üzerine yürüdü ve Bizans ile yapılan Maltepe Savaşı'nda İznik ele geçirildi.

Kocaeli Yarımadası'nın fethi tamamlandı.

1342'de Ulubat ve Mihaliç Kaleleri alınarak Karesioğulları ile komşu olundu.

İlk Osmanlı donanması bu dönemde kuruldu.

İlk defa 1353 tarhinde Rumeli'ye geçildi.

Marmara'nın kuzey ve batı kesimlerinin fethi tamamlandı.

Gelibolu'nun tamamı, Malkara ve Keşan ele geçirildi.

İlk defa divan teşkilatı kuruldu. İlk vezir de bu dönemde atandı.

İlk Kaptan-ı Derya (Karamürsel Paşa) bu dönemde atandı.

I. Murat Dönemi (1362-1389

I. Murat kardeşlerini öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır.

1362 yılında Sazlıdere Savaşı ile Bizans ordularını yenerek Edirne'yi fethetti.

Gümülcine ve Filibe alınarak Bizans'ın Balkanlarla olan bağlantısını kesildi.

Bu durum Balkan uluslarının Osmanlı'ya karşı birleşik haçlı ordusu oluşturmalarına sebep oldu.

UYARI : 1364 yılında oluşturulan bu Haçlı ordusu tarihte Osmanlı Devleti'ne karşı oluşturulan ilk Haçlı ordusudur.

1364 tarihinde Sırp Sındığı savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı.

Bu savaş ile Balkanlar'da Macar etkisi kırıldı.

1371'de Sırplarla Çirmen Savaşı yapıldı ve Sırplar bozguna uğratıldı.

1389 tarihinde ikinci bir Haçlı ordusu Osmanlı Devleti'ne saldırdı.

1389 tarihinde Kosova Savaşı ile Haçlı orduları ikinci kez yenildi.

UYARI : Bu savaş sonunda, savaş meydanında bulunan yararlıların büyük bir bölümü düşman askeriydi. Sultan Murat, savaş sonrası, savaş meydanında dolaşırken uzakta ölüler arasında bir kıpırdanma oldu. Ölüler arasında uzun boylu bir Sırplı (Kral Lazard'ın damadı, Miloş) kalkarak padaişaha doğru gelip elini öpmek istediğini söyledi. Padişaha yaklaşan Sırplı, aniden hançerini çekerek muhafızlara rağmen I. Murat'ı hançerledi. Sırplı hemen oracıkta paramparça edildi.

Anadolu'da Germiyanoğulları'ndan Kütahya, Simav ve Tavşanlı çeyiz olarak alındı.

Ankara ele geçirildi.

Çandarlı Halil'in teklifi ile Yeniçeri Ocağı'nın temeli atıldı. İlk defa devşirme sistemi uygulanmaya başlandı.

Tımar sistemi oluşturuldu.

Rumeli Beylerbeyliği kurularak, merkeze bağlı eyalet sistemi oluşturuldu.

I. Bayezit (Yıldırım) Dönemi (1389-1402)

Beyliklerler mücadele ederek Anadolu'nun siyasi birliğini sağladı.

İstanbul iki kez kuşatıldı fakat başarı sağlanamadı.

İlk kuşatmada Bizans Avrupa'dan yardım istedi ve Haçlı ordusu harekete geçti.

1396 Niğbolu Savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı.


UYARI : Bu savaş sonunda Mısır'da bulunan Abbasi Halifesi I. Mütevekkil, Yıldırım Bayezit'e gönderdiği mektupta ona "Sultan-ı İklim Rum" diye hitap etmiştir.

Bu savaşla Bulgaristan ele geçirildi, Eflak ve Bosna Osmanlı Himayesine girdi.

İkinci İstanbul kuşatması sırasında Boğaz'ın Anadolu yakasına Güzelcehisar da denilen Anadolu Hisarı inşa edildi.

Bu kuşatma Timur'un Anadolu topraklarına girdiği haberi üzerine kaldırıldı.

Ankara Savaşı'nın Nedenleri

1. Timur'un cihan hakimi olma amacıyla büyük bir imparatorluk kurmak istemesi

2. Timur'un, Çin'e yapacağı seferde Batı'da güçlü bir devlet bırakmak istememesi.

3. Ahmet Celayir ve Kara Yusuf'un Osmanlı Devleti'ne sığınması

4. Türkmen Beylerinin Timur'a sığınması ve Beylerin Timur'u kışkırtması.

Ankara Savaşı (1402)

Timur, 1402 yılında Anadolu'ya girerek, Sivas'ı aldı.

Yıldırım Bayezit ve Timur Çubuk Ovası'nda karşılaştı.

1402 yılında meydana gelen Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusu yenildi ve Yıldırım Bayezit esir düştü.

Ankara Savaşı'nın Sonuçları

1. Yıldırm Bayezit Timur'a esir düştü ve esaret altında öldü.

2. Anadolu'da Türk birliği bozuldu ve beylikler yeniden kuruldu.

3. Batı'ya olan Türk ilerleyişi yavaşladı ve İstanbul'un fethi gecikti.

4. Bizans İmparatorluğu geçici bir süre de olsa kendini toparlama fırsatı buldu.

5. Fetret Dönemi başladı.

Fetret Devri (1402-1413)

I. Bayezit'in oğullarından Süleyman Rumeli'de, Musa Bursa'da, İsa Balıkesir'de ve Mehmet de Amasya'da hükümdarlığını ilan etti.

Kardeşler arasında taht kavgası başladı ve Anadolu'nun siyasi birliği sarsıldı.

Mehmet Çelebi 1413'te kardeşlerini ortadan kaldırarak Osmanlı tahtına geçti.

Osmanlı Devleti, 11 yıl süren Fetret Devri'nde, sağlam devlet örgütü ve yerleşmiş sosyal kurumlar sayesinde yıkılmaktan kurtuldu.

UYARI : Fetret Devri'nde Musa Çelebi İstanbul'u kuşattı.

I. Mehmet (Çelebi) Dönemi (1413-1421)

Anadolu'da siyasi birliği yeniden sağladı.

Aydınoğlu Beyliği'nden İzmir'i aldı.

Karamanoğlu Beyliği'nden Akşehir ve Beyşehir'i geri aldı.

Candaroğlu Beyliği'ni de ortadan kadırdı.

Eflak Beyi'ni yenerek bu beyliği hakimiyeti altına aldı.

UYARI : Fetret Devri'nde Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da toprak kaybetmemesinin nedeni Balkanlar'da izlediği hoşgörü politikasıdır.

Batınilik mezhebini yaymaya çalışan Şeyh Bedrettin Mahmut'un müritlerinden Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal ile birlikte isyan etti. Fakat isyan bastırıldı.

1420'de Mustafa Çelebi isyan etti.

II. Murat Dönemi
Bizans'ın desteklediği Mustafa Çelebi hükümdarlığını ilan etti fakat 1422 yılında yakalanarak öldürüldü.

İstanbul'u kuşattı fakat kardeşi Çelebi Mustafa'nın isyanı sonucu, kuşatma yarım bırakıldı.

Menteşoğulları, Candaroğulları, Aydınoğulları ve Taceddinoğulları Beyliklerine son verdi.

Germiyanoğlu Yakup Bey, oğlu olmadığı için topraklarını Osmanlı Devleti'ne vasiyet etti.

Osmanlı-Venedik Savaşı (1425-1430)

Ankara Savaşı'nı fırsat bilen Bizanslılar, Eflaklar, Arnavutlar ve Sırplar, Osmanlı aleyhine harekete geçmişti.

Osmanlı Devleti'nin Adriyatik ve Ege'nin Batı kıyılarına sarkması, Venediklilerin işine gelmiyordu.

Osmanlı Devleti de Balkanlar'da daha güvenli ilerleyebilmek için Venediklilerin elinden Selanik'i geri almak istiyordu.

1425-1430 yılları arasında meydan gelen savaşta Osmanlı Devleti Selanik, Yanya ve Serez'i ele geçirdi.

Orta ve Güney Arnavutluk'ta Osmanlı egemenliği sağlanmış oldu.

1444 yılında Osmanlı ordusu Haçlılara karşı yenilgiler aldı.

Osmanlı Devleti, 1444 yılında kendi lehine olmayan Edirne Segedin Antlaşması'nı imzaladı.

II. Kosova Savaşı (1448)

1444 Varna yenilgisinden sonra yeni bir haçlı ordusu oluşturuldu.

Jan Hunyad önderliğindeki Haçlı ordusu Mora seferine çıkmış bulunan II. Murat'ın ordusuna saldırdı.

1448 tarihinde meydana gelen Kosova Savaşı'nda Haçlı Ordusu bozguna uğratıldı.

Balkanlardaki Osmanlı hakimiyeti kesin olarak sağlanmış oldu.

Bu tarihten itibaren, Avrupalılar, Osmanlı Devleti'ne karşı bir daha Haçlı ordusu oluşturma cesareti bulamadı.

Bu tarihten sonra Avrupalılar sürekli savunmada kalmış, Osmanlı saldıran taraf olmuştu.

İnternetteki Kaynaklardan Yararlanılarak Derlenmiştir.

Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi olayları nelerdir?

Yükselme Dönemi

II. Mehmet (Fatih) Dönemi
İstanbul'un Fethi

Nedenleri ve Hazırlıkları
İstanbul'un Fethinin Nedenleri

1. Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi

2. Bizans'ın Balkanlar'da bulunan Osmanlı topraklarına asker sevkinin engellenmek istenmesi

3. Bizans'ın Osmanlı taht kavgalarını desteklemesi

4. Hz. Muhammed'in fethi teşvik edici hadisi

5. İstanbul'un dünya ticaret yolları üzerinde bulunan önemli bir kent olması

Fetih Hazırlıkları

Hristiyan aleminin Bizans'a yardım etmesini engellemek için bazı Avrupa ülkeleri ile antlaşmalar yapıldı.

Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı yapıldı.

UYARI : Bu hisarın yapılma nedeni Balkanlar'dan karadeniz yolu ile yapılabilecek yardımları kesmek ve Boğazları kontrol altında tutmaktır.

400 parçalık bir donanma meydana getirildi.

Muslihiddin, Saruca Sekban ve Macar Urban'a büyük kuşatma topları döktürüldü.

İstanbul'un Fethi (1453)
Bizans İmparatorluğu İstanbul şehri ile civardaki birkaç kasabaya hakim bir durumdaydı.

Bizan elindeki donanmayı Haliç'e çekerek, Haliç'in ağzını zincirle kapattı. İstanbul, hem karadan hem de denizden çok sağlam surlarla çevrilmişti.

6 Nisan 1453 sabahı kuşatma başladı.

21-22 Nisan gecesi 72 parça donanma karadan Haliç'e indirildi.

29 Mayıs 1453 sabahı İstanbul'a girildi.

Fethin Tarih Açısından Önemi

İstanbul'un Fethinin Türk Tarihi Açısından Önemi

1. İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı.

2. Fetih ile Osmanlı Devleti için için İmparatorluk dönemi başladı.

3. Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü sağlandı.

4. Dünya ticaret yollarının önemli noktası Osmanlıların eline geçti.

UYARI : Bu durum Akdeniz ve Karadeniz ticaretinde etkili olan Venedik ve Ceneviz'e zarar verdi.

5. İstanbul'da bulunan Ortodoks Kililsesi'nin koruyuculuğu Osmanlıların eline geçti.

UYARI : Böylece Osmanlı Ortodoksların lideri konumuna gelmiştir. Bu kilisenin denetim altına alınması, Hristiyan birliğini parçalama amacı taşımaktadır.
İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Önemi

1. İstanbul'un fethi ile Orta Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı.

2. Doğu Roma imparatorluğu sona erdi.

3. Savaş toplarının üstünlüğü anlaşıldı, sur ve kalelerin önemi azaldı.

4. Feodalizmin yıkılış süreci hızlanmış oldu.

5. İstanbul'un Türkler'in eline geçmesi üzerine Avrupalılar yeni ticaret yolları aramaya başladı.

UYARI : Bu durum Coğrafi Keşifler'in zorlayıcı nedenini oluşturdu.
Anadolu'daki Fetihler
İlk önce 1459'da Cenevizliler'den Amasra alındı.

1460 yılında Candaroğulları Beyliği'ne son verildi.

1461'de Trabzon Rum İmparatorluğu ortadan kaldırıldı.

UYARI : Böylece Büyük Selçukluların başlattığı Anadolu'yu Türkleştirme politikası tamamlandı.

1466'da Karamanoğulları Beyliği'nden Konya ve Karaman alındı.

Otlukbeli Savaşı (1473)
Osmanlılar ile Akkoyunlu Devleti arasında Anadolu'da egemenlik kurma mücadelesi bulunmaktaydı.

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Karakoyunlu Devleti'ni yıkarak, Sivas'a kadar gelmişti.

Candaroğulları ve Karamanoğlu beyleri de Uzun Hasan'a sığınmıştı.

1473 tarihinde yapılan Otlukbeli Savaşı ile Akkoyunlu Devleti yenildi.

UYARI : Bu savaş Akkoyunlu Devleti'ni zayıflatmış ve onun Şah İsmail tarafından yıkılmasına neden olmuştur.
Batıdaki Fetihler
1454 - 1459 arasında Sırbistan'a üç sefer düzenlendi, Sırbistan ele geçirildi.

1460'ta Mora despotları ortadan kaldırıldı.

1462 yılında Eflak, 1476 yılında da Boğdan Beyliği alındı.

1463 yılında Bosna, 1465'te de Hersek Osmanlı Devleti'ne bağlandı.

UYARI : Bu fetih hareketi ile Balkanlar'da siyasi birlik sağlanmıştır.

Denizlerdeki Fetihler
Ege'de 1456 yılında Taşoz, Bozcaada, Semadrek, ve Limni, 1462 yılında Midilli, 1470 yılında da Eğriboz adaları alındı.

1475 yılında Kefe, Azak ve Menküp kaleleri alınarak Kırım Osmanlı topraklarına katılıp Osmnalı'ya bağlı hanlık haline getirildi.

Kırım'ın Alınması'nın Sonuçları :

1. Gedik Ahmet Paşa tarafından Kırım alındı ve Osmanlılara bağlı hanlık haline getirildi.

2. İpek Yolu'nun kontrolü tamamen Osmanlıların eline geçti.

3. Karadeniz bir Osmanlı gölü haline geldi.

4. Cenevizlilerin Karadeniz'deki etkinliğine son verildi.

5. Rusya'ya karşı tampon bölge yaratıldı ve Rusya'nın Karadeniz'e inişi bir süre engellendi.

6. Kırım'ın bağlı hanlık olmasıyla Osmanlılara savaşlarda asker ve ekonomik kaynak sağlandı.

Osmanlı-Venedik Savaşları (1463-1479)

Nedeni :

Osmanlı Devleti'nin İstanbul, Ege Adaları , Amasra, Kırım, Mora Yarımadası ve Yunan Adaları'nı elegeçirmesi ile Venedik ve Cenevizlilerin ticari darbe yemesi.

Sonuçları :

Venediklilerin denizde, Osmanlılar'ın ise karada üstün olması nedeniyle taraflar birbirine üstünlük sağlayamadı. Venediklilerin barış istemesi sonucu 1479'da Venedik Antlaşması imzalandı.

UYARI : Fatih'in Venediklilere kapitülasyon vermekle ulaşmak istediği amaçlar şunlardır: Birincisi ticareti canlandırmak ikincisi ise Avrupa Hristiyan birliğini parçalamaktır.

Otranto Kuşatması (1480)
1. Büyük bir imparatorluk kurmak isteyen Fatih'in, Batı Roma topraklarına sahip olmak istemesi.

2. Avrupa'ya yapacağı seferlerde önemli bir üs kazanmak istemesi

3. Roma'ya ulaşarak Katolik kilisesini denetleyip Avrupa Hristiyan Birliği'ni parçalamak istemesi.
Sonuçları :

1. 1480'de Otranto şehri ve kalesi, Napoli Krallığı'ndan alındı.

2. Fatih'in ölümünden sonra Otranto Napoli Krallığı tarafından ele geçirildi.
Fatih Kanunnamesi

Sınırların genişlemesi ve ihtiyaçların artması üzerine düzenlenmişti.

İki bölümden oluşur :

Birinci Bölüm : Şehzadelerin hükümdar olması ile ilgilidir. Burada kardeş katli yasallaşmış ve şehzadelerin sancaklara gönderilmesi zorunlu tutulmuştu.
İkinci Bölüm : Devlet memurlarının görev ve sorumluluklarıyla ilgilidir. Ayrıca bağlı beylik sistemi uygulamaya geçirilmiştir. Sadrazamlar Divan toplantılarına başkanlık etmeye başlamıştır.

II. Bayezit Dönemi
Cem Sultan Olayı
Fatih'in ölümü üzerine Amasya sancağında bulunan Bayezit devşirmelerin desteğiyle tahta geçti.

KOnya sancağında bulunan ve Türkmenlerin desteklediği Şehzade Cem bunun üzerine taht mücadelesine başladı.

Memluklerin'de desteklediği Cem Sultan, Bursa'yı aldı ve adına para bastırıp hutbe okuttu.

1481'de Yenişehir Ovası'nda yenilen Cem, Konya'ya kaçtı.

II. Bayezit'in gönderdiği kuvvetlere yenilen Cem Sultan, önce Mısır'da Memlüklülere, ardından da Rodos şövalyelerine sığındı.

Yıllarca Avrupa'da dolaştırılan Cem Sultan, 1495 yılında Napoli'de öldü.

UYARI : Cem Sultan'ın Avrupalılara sığınması Osmanlıların bu iç sorununu uluslararası bir sorun haline getirdi. II. Bayezit Cem'i ellerinde tuttukları için Papalığa -1495'te Cem Sultan'ın ölümüne kadar- vergi ödedi. Bu dönemde İspanyolların saldırısına uğrayan Beni Ahmer Devleti'ne destek gönderilemedi.
Osmanlı-Memluk İlişkileri
Osmanlı-Memluk ilişkileri II. Bayezit Dönemi'nde tamamen gerginleşti.
UYARI : Memluk sorunu ileride kesin bir şekilde Yavuz Sultan Selim tarafından çözümlenecektir.
Fatih Dönemi'nde Memlüklüler, Osmanlı Devleti'nin Hicaz su yolları teklifini reddetmiş ve Dulkadiroğulları Beyleri arasında çıkan iç çekişmelere karışmıştı.

Memlükler, Cem Sultan'ı ve Karamanoğlu Beyi'ni de himaye etmişti.

II. Bayezit 1485'te Memlükler üzerine sefere çıktı.

Bu savaşlar genel olarak Osmanlıların aleyhine sonuçlandı.

Ramazanoğulları Beyliği alındı.

Osmanlı-Venedik İlişkileri

1499'da Venediklilerin elinden İnebahtı, Modon ve Koron alındı.

Navarin Limanı Osmanlıların eline geçti.

Karadeniz kıyılarında Kili ve Dinyester Irmağı'nın ağzında bulunan Akkerman kaleleri alındı.

Osmanlı-İran İlişkileri
1501'de Akkoyunlu Devleti toprakları üzerinde Safavi Devleti kuruldu.

Safavi hükümdarı Şah İsmail, Anadolu ve çevresinde Şii birçok taraftar topladı.

Doğu Anadolu'da Şahkulu Baba Tekeli tarafından Şii kökenli bir ayaklanma çıkarıldı ve bastırıldı.

II. Bayezit'ın izlediği gevşek politika ve devlet işlerinden iyice elini çekmesi, Şehzade Selim'i kızdırdı.

Selim, 1512'de Osmanlı tahtına geçti.

I. Selim (Yavuz) Dönemi

Çaldıran Savaşı (1514)
Doğu Anadolu'ya sahip olmak isteyen Şah İsmail bölgedeki Şii Türkmen aşiretlerini Osmanlı'ya karşı ayaklandırıyordu.

Yavuz İran seferi öncesi Dulkadiroğlu Alaüddevle'den yardım istedi fakat isteği reddedildi.

1514'te Osmanlı orduları İran ordularını Çaldıran Savaşı'nda yendi.
UYARI : Yavuz Sultan Selim Trabzon sancağında valilik yaparken Şah İsmail'le savaşmış ve Şah İsmail'in savaş taktiğini öğrenmiştir. Bu savaş sırasında Osmanlılar hareketli topları kullanmışlardır. Bu durum, teknolojik ilerlemenin savaşların sonucunu nasıl etkilediğini göstermektedir.
Bu savaş Osmanlı Devleti'ne Doğu Anadolu'yu kazandırdı.

Şah İsmail kaçtığı için Safavi Devleti yıkılamadı.

Tebrize kadar olan bütün topraklar Osmanlı Devleti'nin eline geçti.

Şii sorunu geçici olarak çözümlendi ve Doğu Anadolu güvenlik altına alındı.

Safavi hazinesi Osmanlı hazinesine aktarıldı.

Turnadağ Savaşı (1515)

Yavuz'un Çaldıran Savaşı öncesi Dulkadiroğullarından istediği yardım reddedilmişti.

Yavuz, Çaldıran zaferinden sonra 1515 yılında Dulkadiroğulları'nı yendi ve bu beylik yıkıldı.

Turnadağ Savaşı sonunda Maraş, Mardin, Elbistan ve Diyarbakır Osmanlı topraklarına katıldı.

Anadolu'da siyasal birlik tamamlanmış oldu.

Mısır Seferi

Yavuz'un İran seferi sırasında Şah İsmail ile Memlüklüler Osmanlı'ya karşı bağlaşma yapmıştı.

Yavuz, 1516 yılında Mısır üzerine sefere çıktı. 1516 yılında Mercidabık Savaşı ile Memluk ordusu bozguna uğratıldı.

Mercidabık zaferi ile Osmanlı Devleti, Suriye ve Filistin'i ele geçirdi.

Yavuz Sultan Selim, 1517 yılında tekrar Mısır seferine devam etti.

Rıdaniye Savaşı ve Memlük Devleti'nin Yıkılışı

Kansu Gavri'nin yerine geçen Tomanbay Osmanlıları Mısır'dan atmak istiyordu.

1517 yılında yapılan Ridaniye Savaşı ile Mısır Ordusu bir kez daha yenildi.

Rıdaniye Savaşı sonunda Memlük Devleti yıkıldı ve Mısır Osmanlı hakimiyeti altına alındı.

Mısır Fethi'nin Sonuçları

1. Memlük Devleti yıkıldı.

2. Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı topraklarına katıldı.

3. Doğu Akdeniz Osmanlı hakimiyetine girdi.

4. Kutsal Topraklar (Mekke ve Medine) Osmanlı hakimiyetine girdi.

5. Kutsal emanetler ve Mekke ile Medine'nin anahtarları Yavuz'a yollandı.

6. Halifelik makamı Osmanlılara geçti.
UYARI : Halifelik böylece Kureyş kabilesinden çıkarak Osmanlı soyuna geçti. Ayrıca Osmanlı'nın teokratik yapısı tamamlandı.
7. Memlük hazinesi, İstanbul'a getirildi.

8. Kıbrıs adasını ellerinde bulunduran Venedikliler, Osmanlı'ya vergi ödemek zorunda kaldı.

9. Baharat yolu Osmanlıların eline geçti.
UYARI : Bu durum Osmanlılar için büyük bir ekonomik kazançtır. Ancak Portekizliler Ümit Burnu'ndan Hindistan'a ulaştığı için Osmanlılar buradan kazanç sağlayamadı.

I. Selim (Yavuz) Dönemi Genel Özelliği
Türk ve İslam alemini tek bir çatı altında toplamaya çalıştı.

Sadece doğu ülkelerine seferler düzenlendi.

Bunun nedeni; Yavuz'un Türk-İslam devletlerini tek çatı altında birleştirmek istemesi ve devlet bütünlüğünü sarsacak tehlikeyi Doğu'da görmesiydi.

I. Süleyman (Kanuni) Dönemi
İç ayaklanmalar

Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde güçlü devlet otoritesi sayesinde saltanat kavgaları olmamış, ancak bir takım iç isyanlar çıkmıştı.
İlk isyanı 1520 yılında Şam valisi Camberd Gazali çıkarmıştı.

1524 yılında sadrazam olamdığı için ikinci vezir Ahmet Paşa isyan etti.

Bu sırada Yozgat civarında, vergi yüzünden Baba Zennun isimli bir şaki isyan etti.

1527 yılında da, Şiiliği yayma iddiasıyla Kalenderoğlu isyan etti.

Batıya Yapılan Seferler

Batı'da en zor rakip Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu idi.

Şarlken Avusturya ve Macaristan'ı da yanına çekti.

Fransa bu ittifaka karşı cephe aldı.

Kanuni, Şarlken'e karşı Fransa kralı I. Fransuva'yı destekledi.

Fransızlara kapitülasyonlar verildi.

Belgrat'ın Fethi (1522) ve Mohaç Meydan Savaşı (1526)

Macaristan'ın Balkan milletlerini Osmanlı'ya karşı kışkırtması ile 1521'de Macaristan'a sefer düzenlendi.

1521'de Osmanlı ordusu Belgrat şehrini ele geçirdi.

Kanuni, 1526 yılında Macaristan'a bir sefer daha düzenledi.

29 Ağustos 1526'da Mohaç Meydan Savaşı ile Macar Ordusu bozguna uğratıldı.

Osmanlı Ordusu Macaristan'ın başkenti Budin'i (Budapeşte) ele geçirdi.

Macaristan toprakları Osmanlı Devleti'ne katıldı.

UYARI : Bu durum Macaristan toprakları üzerinde emelleri olan Avusturya'yı rahatsız etmiş, böylece Osmanlı Avusturya savaşları başlamıştır.

I. Viyana Kuşatması (1529)
Osmanlı Devleti 1522'de Macaristan'ı fethetmişti.

Şarlken ve Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, Macaristan'dan Türkleri atmak istiyordu.

1529 yılında Ferdinand Macaristan'a saldırdı, Macar kralı Yanoş'da Kanuni'den yardım istedi.

Osmanlı ordusu 1529 yılında tekrar Macaristan seferine çıktı.

Avusturya topraklarına giren Osmanlı ordusu başkent Viyana'yı kuşattı fakat kış nedeniyle kuşatma kaldırıldı.

Almanya Seferi (1533)

Avusturya Arşidük'ü Ferdinand, İstanbul'a elçi göndererek kendisinin Macaristan kralı olarak tanınmasını istedi.

İsteği reddedildi ve Ferdinand Budin'i işgal etti.

Kanuni, yeniden Macaristan seferine çıktı ve Almanya içlerine kadar ilerledi.

Karşısına çıkan kimse olmayınca İstanbul'a döndü.

Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında İstanbul Antlaşması imzalandı.

Macaristan Seferi

1533 İstanbul Antlaşması'na rağmen 1540'ta Macar kralı Yanoş'un ölmesi üzerine Kral Ferdinand, Avusturya Macaristan topraklarında hak iddia ederek tekrar Budin'i işgal etti. Kanuni 1541 yılında Macaristan topraklarına yeniden girdi. Avusturyalıları Macaristan'dan attı.

Macaristan'ın Osmanlılar tarafından alınan bölgesi Budin Eyaleti adıyal Osmanlı topraklarına katıldı.

UYARI : I. Süleyman, Macaristan'ı ele geçirdiği zaman iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı'ya bağlı duruma getirmişti. Fakat bu durumda Macaristan üzerinde tam bir egemenlik sağlanamamış, Avusturya vakit kaybetmeden Macaristan topraklarını işgal etmişti. Bunun üzerine I. Süleyman Macaristan'ı Budin ve Temeşvar eyaleti bir de Erdel Beyliği olarak üçe ayırdı. Böylece Macaristan doğrudan merkeze bağlandı.

Kanuni, 1566'da Avusturya üzerine tekrar bir sefer düzenledi ve Zigetvar Kalesi'ni aldı.

UYARI : Zigetvar seferi Kanuni'nin son seferidir. Bu savaş esnasında ölmüştür. Askerlerin morali bozulmasın diye ölümü bir süre gizlenmiştir.

Kapitülasyonlar


Fransa'ya Kapitülasyonların Verilmesinin Siyasal Nedenleri

Kanuni'nin, Avrupa'da Şarlken'e karşı giriştiği mücadelede, Fransa'yı yanına çekmek istemesi.

Kanuni'nin Avrupa Hristiyan birliğini parçalamak istemesi.

Avrupa'da bir bağlaşık elde etmek isteği.

Fransa ile 1535 tarihinde bir antlaşma imzalandı.
İran Seferleri (1533-1555) ve Amasya Antlaşması

Nedenleri :

1. Kanuni'nin daha çok Batı'ya sefer yapıp, Doğu'yu ihmal etmesi.

2. İran'ın Şiilik propagandasına devam etmesi.

3. İran'ın Bağdat, Basra ve Basra Körfezi civarında yaşayan Sunni halka baskı yapması ve halkın Kanuni'den yardım istemesi.

Kanuni, 1533-1553 tarihleri arasında İran üzerine topam üç sefer düzenledi.

Bu seferlerde başarı sağlanamadı. Çünkü seferlerde İran şahı Osmanlı Padişahının karşısına çıkmadı.

1555 yılında İran ile Amasya Antlaşması imzalandı.

Amasya Antlaşması (1555)
Bu antlaşma ile Erivan, Tebriz, Bağdat ve Doğu Anadolu Osmanlılara bırakılmıştı. Amasya Antlaşması İran ile Osmanlı arasında imzalanan ilk resmi antlaşma oldu.
Deniz Seferleri
Rodos'un Fethi (1522)
Rodos Adası'nda St. Jean Şövalyeleri hüküm sürmekteydi.

Rodos adası, Papalığın Doğu Akdenizdeki ileri karakolu görevini yapmakta idi.

Şövalyeler Müslüman ticaret gemilerine saldırmakta ve Hristiyan korsan gemilerine yataklık yapmaktaydı.

Rodos Adası, 1522 yılında fethedildi.
Cezayir'in Alınması

Kanuni, Şarlken'i Akdeniz'de zor duruma düşürmek için Cezayir Beyi Barbaros'u İstanbul'a davet etti.

Barbaros, Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı donanmasının başına getirildi.

Barbaros Hayrettin Paşa Cezayir'i Osmanlı Devleti'ne hediye etti ve Cezayir savaşsız Osmanlı himayesine geçmiş oldu.

Barbaros Cezayir'e beylerbeyi olarak atandı.
Preveze Deniz Savaşı
Avrupalılar Osmanlı'nın Akdeniz'deki üstünlüğüne son vermek amacıyla Papa'nın önderliğinde Haçlı donanması hazırladılar.

Haçlı donanması Andre Dorya komutasında, Osmanlı donanması ise Barboros Hayrettin Paşa komutasındaydı.

27 Eylül 1538 tarihinde meydana gelen Preveze Deniz Savaşı'nda Barbaros Haçlı donanmasını bozguna uğrattı.

Bu savaşla Akdeniz egemenliği tamamiyle Osmanlıların eline geçti.
Hint Seferleri
Portekizliler Ümit Burnu yolunu keşfederek Hint Okyanusu'na ulaşıp, bu bölgeyi ele geçirerek hem Hindistan'ı ekonomik açıdan kullanmak, hem de Hristiyanlığı yaymak istemişti.

Portekizliler aynı zamanda Müslüman ticaret gemilerine ve hacca giden Müslüman gemilerine zarar vermeye başlamıştı.

Hindistan'daki Gücerat Müslümanları Kanuni'den yardım istemişti.

Osmanlılar 1538-1553 yılları arasında Hindistan'a dört sefer düzenledi.

Osmanlılar Hindistan'a yaptıkları bu seferlerde başarı gösteremediler. Bunun nedenleri :

1. Osmanlıların bu seferlerde siyasi veya ekonomik amaç taşımamaları.

2. Dönemin devlet adamlarının Hindistan'ın ekonomik önemini kavrayamaması.

3. İç denizlere göre yapılmış Osmanlı gemilerinin, Okyanus'ta Portekiz Donanması ile başedememesiydi.

Sokullu Mehmet Paşa Dönemi
Sokullu Mehmet Paşa; Kanuni, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde sadrazamlık yaptı.

Bu dönemde 1566'da Sakız Adası Cenevizliler'den alındı.

Yemen'in egemenliği sağlandı.

1571 yılında Venediklilerden Kıbrıs Adası alındı.
UYARI : Sokullu bu fethin arkasından kendisini ziyarete gelen bir Venedik elçisine şu sözleri söylemişti ;

"Ziyaretinizin sebebini anlıyorum, İnabahtı yenilgisinin üzerimizdeki etkisini anlamaya çalışıyorsunuz. Fakat unutmayın ki, biz sizden Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. Halbuki siz donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı traş etmiş oldunuz. Kesilen kol yerine gelmez. Lakin traş edilen sakal eskisinden daha gür çıkar.
1571'de İnebahtı Savaşı'nda Haçlı donanmasına yenildi.

Tunus Osmanlı topraklarına katıldı.

Lehistan 1575'te Osmanlı himayesine girdi.

1577'de Fas Portekizlilerden alındı.

Sokullu Mehmet Paşa'nın Projeleri

Sokullu sadrazamlığı süresince Doğu Avrupa Türkleri ile Kafkasya bölgesini Osmanlı Devleti'ne bağlamak istedi.

Don ve Volga Irmaklarını bir kanalla birleştirerek, Karadeniz'den Hazar'a geçmeyi planladı.

1579 yılında Süveyş Kanalı'nı açmayı düşündü, böylece, Hindistan ve Endonezyadaki Müslümanlara yardım etmeyi planladı.

Sokullu 1579 yılında hançerlenerek öldürüldü, projeleri de uygulamaya konulamadan yarım kaldı.

İnternetteki Kaynaklardan Yararlanılarak Derlenmiştir.


Atatürk'ün Basın ile ilgili Sözleri ve düşünceleri nelerdir?

Atatürk'ün Basın ile ilgili Sözleri


Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma
ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte,
hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette
yürümesini teminde, basın başlıbaşına bir kuvvet, bir mektep,
bir rehberdir.

(1922)


Basın hürriyetinden doğacak mahzurların izalesi bizzat basın
hürriyeti ile kaim olduğuna dair Büyük Meclisin yol gösterici
ve olgun sahasında tesbit edilen esaslar eğer Cumhuriyetin
ruhu olan faziletten mahrum cüret erbabına, basın içinde
eşkiyalık fırsatını verirse, eğer aldatıcı ve baştan çıkarıcıların
fikir sahasında meş'um tesirleri, tarlasında çalışan masum
vatandaşların kanlarını akıtmasına, yuvaların dağılmasına
sebep olursa ve eğer en nihayet eşkiyalığın en zararlısına
başvuran bu gibi baştan çıkarıcıların kanunların hususî
müsaadelerinden faydalanmak imkânını bulursa, Büyük Millet
Meclisinin terbiye edici ve kahredici elinin müdahale ve
tembih etmesi elbette zaruri olur.

Memlekette
Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve ahlâkını taşıyan basını
yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Bir taraftan
geçmiş devirler gazetelerinin ve müntesiplerinin ıslahı
imkânsız olanları milletin nazarında belirirken öte taraftan
Cumhuriyet basınının temiz ve feyizli sahası genişleyip
yükselmektedir. Büyük ve necip milletimizin yeni çalışma
ve medeniyet hayatını kolaylaştırıp teşvik edecek işte ancak
bu zihniyetteki basın olacaktır.

(1925)


Basın umumî hayatta, siyasî hayatta ve Cumhuriyetin gelişme
ve ilerlemelerinde haiz olduğu yüksek vazifeleri anmak isterim.

Basının
tam ve geniş hürriyeti iyi kullanması ne derece nazik bir
vaziyet olduğunu da beyana lüzum görmem. Her türlü kanunî
kayıtlardan ziyade bir kalem sahibinin ilme, ihtiyaca ve
kendi siyasî telâkkilerine olduğu kadar vatandaşların hukukuna
ve memleketin her türlü hususî telâkkilerin üstünde olan,
yüksek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmek manevî mecburiyeti,
asıl bu mecburiyettir ki, umumi düzeni temin edebilir. Ancak,
bu yolda yanılma ve kusur olsa bile bu kusuru düzeltecek
tesirli vasıta, asla mâzide sanıldığı gibi basını kayıtlar
altına alan rabıtalar değildir. Bilâkis basın hürriyetinden
doğacak mahzurların izale vasıtası da, yine bizzat basın
hürriyetidir.

(1924)


Önem ve yüceliği cihan medeniyetinde açıkça kendisi gösteren
basına, hükümetimizin birinci derecede önem vermesi; bu
hususta sarf edeceği mesaiyi, millete ifa ile mükellef olduğu
hayırlı hizmetlerin baş tarafına koyması yüksek Meclisin
kesinlikle isteyeceği hususlardandır.

(1 Mart 1922)


Bir insan topluluğunun müşterek ve umumî hisleri ve fikirleri
vardır. İnsan topluluklarının kıymetleri, medeniyet dereceleri,
arzu ve temayülleri ancak bu umumî his ve fikirlerin ortaya
çıkma ve belirtilme derecesiyle anlaşılır. Bir insan topluluğunu
sevk ve idare eden insanlar için, insan topluluklarının
talihi üzerinde hüküm vermek mevkiinde bulunan dostlar veya
düşmanlar için milyar, bu insan topluluğunun efkâr-ı umumîyesinden
anlaşılan kabiliyet ve kıymettir. Binaenaleyh milletler,
ekâr-ı umumîyesini cihana tanıtmak mecburiyetindedir. Bütün
cihan efkâr-ı umumîyesini cihana tanıtmak mecburiyetindedir.
Bütün cihan efkâr-ı umumîyesini tanımak ise hayatın gereklerinin
tanzimi için şüphesiz lâzımdır. Bu hususta ise mevcut vasıtaların
birincisi ve en mühimi basındır.

(1 Mart 1922)

Rönesans Hareketleri nedir?

Rönesans Hareketleri

Rönesans’ın başlamasında;

*

Kâğıdın ucuzlaması ve matbaanın kullanımının artmasıyla yeni buluş ve düşüncelerin geniş alanlara yayılması
*

Avrupa’daki kültür ve sanat faaliyetlerini destekleyen, bilim adamları ve sanatkarları koruyan varlıklı kişilerin ortaya çıkması
*

Eski Yunan ve Roma’ya ait edebiyat, felsefe, bilim ve sanat eserlerinin incelenmesi ve bunların akademilerde okutulması
*

Avrupalıların İspanya’daki Endülüs Emevi Devleti ve Sicilya aracılığı ile İslâm uygarlığını tanıması
*

Coğrafi Keşiflerle Avrupa halkının zenginleşmesi ve yaşam seviyesinin yükselmesi

etkili olmuştur.

Rönesans’ın Sonuçları

*

Avrupa’da hür düşünce ve yeni bir sanat anlayışı ortaya çıkmıştır.
*

Avrupa’da bilim alanında deney ve gözleme dayanan pozitif düşünce yayılmış ve skolastik düşünce yıkılmıştır.
*

Hümanistler insanı ve doğayı konu alan, insanın ön plana çıktığı eserler ortaya koymuşlardır.
*

Avrupa’da eğitim - öğretim faaliyetlerine önem verilmiştir.
*

Bilimsel alandaki çalışmalar endüstrinin gelişmesine ortam hazırlamıştır.
*

Avrupa’da soylularla halk arasındaki ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki çelişkiler artmıştır.
*

Pozitif düşüncenin gelişmesiyle Hristiyanlık dininin kutsal kitabı İncil ve din adamları eleştirilmiştir. Bunun sonucunda Avrupa’da Reform hareketleri başlamış ve kilisenin gücü azalmıştır.

İnternetteki Kaynaklardan Yararlanılarak Derlenmiştir.

Reform Hareketleri nedir,reform hareketlerinin amaçları

Reform Hareketleri

Avrupa’da Reform hareketlerinin başlamasında;

*
Bozulan Katolik Kilisesi’nin bazı zümrelerin çıkarlarına uygun hareket etmesi ve dini ticarete alet ederek Endüljans adlı af belgesi sayesinde zenginleşmesi
*

Hümanizm sayesinde Hristiyanlığın kaynaklarına inilerek temel ilkelerin ortaya çıkarılması
*

Kağıt ve matbaa sayesinde iletişimin gelişmesi
*
Rönesans döneminde yetişen özgür düşünceli aydınların Katolik Kilisesi’ni tenkid etmeleri
*

Dinî kitapların ulusal dillere çevrilmesi ve matbaa sayesinde bol miktarda basılması

etkili olmuştur.


Reform’un Sonuçları

*

Avrupa’da mezhep birliği parçalanmıştır. Katolik ve Ortodoks mezhepleri yanında Protestan, Kalvenizm ve Anglikanizm mezhepleri ortaya çıkmıştır.
*

Papa ve din adamları saygınlıklarını kaybetmişlerdir. Katolik Kilisesi yeni düzenlemeler yapmak zorunda kalmıştır.
*

Eğitim ve öğretim, kilisenin elinden alınarak laik eğitim anlayışı yaygınlaşmıştır.
*

Katolik Kilisesi’nden ayrılan ülkelerde kilisenin topraklarına ve mallarına el konulmuştur.
*

Papa engizisyon mahkemeleriyle Katolik Kilisesi’nin otoritesini devam ettirmeye çalışmıştır.
*

Protestan krallar ve prensler egemen oldukları bölgelerde din işlerinin mutlak hakimi haline gelmiştir.
*

Reform hareketleri sonucunda Avrupa’da oluşan siyasal ayrılıklar, Osmanlıların Avrupa içlerine ilerlemesini kolaylaştırmıştır.

Rönesans ve Reform hareketleri Avrupa’da gelişmeyi önleyen engelleri ortadan kaldırmıştır.

Avrupa’da yaşanan Reform hareketleri Osmanlı ülkesinde etkili olmamıştır. Osmanlı Devleti, hakimiyeti altında yaşayan Hristiyan halka din ve inanç yönünden geniş haklar tanımıştır. Osmanlı Devleti’nin Hristiyan halkı kilisenin suistimaline karşı koruması mezheplerin ve savaşların çıkmasını engellemiştir.

İnternetteki Kaynaklardan Yararlanılarak Derlenmiştir.

Matematik sözcüğünün anlamı nedir?

"Matematik" sözcüğü, "bilim, bilgi ya da öğrenme" anlamına gelen Eski-Yunanca (máthema) sözcüğünden türetilmiştir ve (mathematikós) "öğrenmekten hoşlanan" anlamına gelir.